Ukrayna’nın başkanı Volodymyr Zelenski, görevde olduğu süre boyunca yalnızca iç politikada değil, uluslararası arenada da oldukça dikkat çekici bir profil çizdi. Ancak, bu profilin yanı sıra, bazı eleştirmenler onun yönetim tarzını, selefi Petro Poroşenko’nun dönemindekilerle eş tutarak eleştiriyor. Bu eleştirilerin merkezinde ise Zelenski’nin yönetim şeklinin, Rusya’da yaşananlardan çok da farklı olmadığı iddiaları yatıyor. Bu durumu anlamak için, önce Zelenski’nin yönetim tarzını ve önceliklerini ele almak gerekiyor.
Zelenski, komedyen kökenli bir lider olarak, alışılmışın dışında bir siyasi figür olarak ortaya çıkmıştı. Göreve başladığında, halkın beklentilerini yüksek tutan bir söylemle ilerledi ve yolsuzlukla mücadele, reform yapma ve Rusya ile barış sağlama vaadiyle geldi. Ancak, zamanla bu beklentilerin yanı sıra, bazı hayal kırıklıklarıyla da karşı karşıya kaldı. Eleştirmenler, Zelenski’nin uygulamalarının, selefi Poroşenko'nun yönetim tarzına benzemeye başladığını savunuyor. Onlar, etkili bir kamu yönetiminin sağlanması için daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirliğin yaratılması gerektiğini öne sürüyor.
Ukrayna’da yaşanan yolsuzluk skandalları, Zelenski'nin iktidarında da gündeme geldi. Hükümetin karar alma süreçlerinin ne kadar şeffaf olduğu konusunda kafa karışıklığı ve endişeler devam ederken, bazı eleştirmenler, devlet idaresindeki belirsizliklerin artığını vurguluyor. Zelenski'nin, kendisinden önceki yönetime ait bazı yanlışları düzeltmek ve köklü değişim yapmak için yeterli adımları atmadığını düşünenler var. Bu, gün geçtikçe tepki çeken bir nokta haline geldi ve muhalefet partileri, kendisi hakkındaki eleştirileri daha da artırdı.
Zelenski’nin liderlik sürecinde, özellikle uluslararası ilişkiler konusunda oldukça önemli kararlar alındı. Rusya ile ilişkiler, durumun seyrini belirleyen en kritik unsurlardan biri. Rusya ile sürekli bir çatışma ortamında bulunan Ukrayna, bu süreçte barışçıl bir diyalog geliştirebilmek adına çeşitli adımlar atmaya çalıştı. Ancak Kremlin’le ilişkilere yönelik eleştiriler de dikkat çekiyor. Eleştirmenler, Zelenski’nin Rusya’nın taleplerine yeterli derecede karşı durmadığı görüşünde; bunun sonucunda ise ülkenin bağımsızlık ve toprak bütünlüğü konusunda endişeler oluştu.
Bu bağlamda, Zelenski’nin daha fazla uluslararası destek almak için yürüttüğü diplomatik faaliyetler de göz önünde bulundurulduğunda, eleştiriler daha da güçleniyor. Özellikle Batılı müttefiklerle ilişkilerinde yeterince sağlam adımlar atmadığı söyleniyor. Bazı uzmanlar, Zelenski’nin bu tavrının, ülkenin iç tehditlere karşı savunma mekanizmalarını zayıflatma riskini barındırdığını belirtmekte. Öte yandan, Ukrayna halkı içindeki yargıların oluşturduğu algılar, bunların sadece yönetim tarzıyla değil, aynı zamanda uluslararası duruşla da şekillendiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Zelenski’nin liderliği altında Ukrayna, farklı dinamiklere sahip bir dönemden geçmektedir. Ancak, halkın hayal kırıklıkları ve yükselen endişeler, Cumhurbaşkanı’nın hükümetine yönelik eleştirilerin boyutunu artırarak, ülke içinde ve dışında ciddi tartışmalara neden olmaktadır. Peki, Zelenski, bu eleştirilerin ışığında gereken değişiklikleri yapabilir mi? Gelecek günler, bu sorunun yanıtını merak edenler için kritik öneme sahip olacak.